9 Ekim 2009 Cuma

Büyük Taşlar


Kellog Business School’da ( Northwestern Üniversitesi )” iş idaresi” master öğrencileri ile “zaman yönetimi” dersi profesörü arasında geçer:

Profesör sınıfa girip karşısında duran dünyanın en seçilmiş öğrencilerine kısa bir süre baktıktan sonra,”Bugün “zaman yönetimi” konusunda deneyle karışık bir sınav yapacağız” dedi.Kürsüye yürüdü ,kürsünün altında daha önce yaptığı hazırlığı duruyordu…Önce kocaman bir kavanoz çıkarttı, arkasından da kürsünün altında sırasını bekleyen bir düzine yumruk büyüklüğünde taş…Taşları büyük bir dikkat ve özenle kavanozun içine yerleştirmeye başladı…Kavanozun daha başka taş alamayacağına emin olduktan sonra öğrencilerine döndü ve “Bu kavanoz doldu mu?” diye sordu.
Öğrenciler hep bir ağızdan ve kafalarıyla da onaylayarak “Doldu” diye cevapladılar…
Profesör, “Öyle mi?” dedi, kendinden emin ve alaycı bir bakışla…Ve hemen kürsünün altına eğilerek bir kova dolusu küçük çakıl çıkarttı.Sonra da çakıl taşlarını kavanozun ağzından yavaş yavaş döktü. Sonra kavanozu sallayarak çakıl taşlarının boşluklara yerleşmesini sağladı.
Sonra öğrencilerine dönerek bir kez daha “Bu kavanoz doldu mu?” diye sordu. İçlerinden biri şaşkın bir şekilde bakarak “Dolmadı heralde” diye cevap verdi.
“Doğru” dedi profesör ve yine kürsünün altına eğildi, bu sefer elinde bir kova kum vardı…Yavaş yavaş tüm kum taneleri taşlarla çakılların arasına nüfuz edene kadar döktü…
Gene öğrencilerine döndü ve “Bu kavanoz doldu mu?” diye sordu.
Tüm öğrenciler deneyin akış yönünü yakalamışçasına hep bir ağızdan “Hayır” diye bağırdılar.
“Güzel” dedi profesör ve kürsünün altına eğilerek bir sürahi su aldı ve kavanoz ağzına kadar doluncaya dek suyu boşalttı.
Sonra öğrencilerine dönerek, “Bu deneyin amacı neydi?” diye sordu.
Olayı çözdüğünü hisseden uyanık bir öğrenci hemen “Zamanımız ne kadar dolu görünürse görünsün, daha ayırabileceğimiz zamanımız mutlaka vardır.” diye atıldı…
“Hayır” dedi profesör, “bu deneyin esas anlatmak istediği; eğer büyük taşları baştan yerleştirmezsen küçükler girdikten sonra büyükleri hiçbir zaman kavanozun içine koyamazsın gerçeğidir.”
Öğrenciler şaşkınlık içinde birbirlerine bakarken profesör devam etti: “Nedir hayatınızdaki büyük taşlar?”… “Çocuklarınız, eşiniz, sevdikleriniz, arkadaşlarınız, eğitiminiz, hayalleriniz, sağlığınız, bir eser yaratmak, başkalarına faydalı olmak, onlara bir şey öğretmek! Büyük taşlarınız belki bunlardan birisi, belki birkaçı, belki de hepsi!.. Bu akşam uyumadan önce iyice düşünün ve sizin büyük taşlarınız hangileridir iyi karar verin. Bilin ki, büyük taşlarınızı kavanoza ilk olarak yerleştirmezseniz bir daha hiç koyamazsınız. O zaman da ne kendinize, ne de çalıştığınız kuruma ne de ülkenize faydalı olursunuz. Bu da iyi bir iş adamı, gerçekte de iyi bir adam olamayacağınızı gösterir.”
Ders bitmişti, profesör sessizlik içine dalan öğrencilerini sınıfta bırakarak çıktı. Koridorda hızlı ve emin adımlarla uzaklaşan ayak sesleri önce zayıfladı, sonra da duyulmaz oldu…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder