26 Ekim 2009 Pazartesi

TANRI MISAFIRI



Evvel zaman içinde batıda bir köy varmış. Köyde pek namazı niyazı olmayan Ali Mahmut diye bir köylü yaşarmış. İşin doğrusu Ali Mahmut dönemin sayılı inançsızlarındanmış. Köyün imamı da, cemaat de bu durumdan pek hoşnut değillermiş. Gel zaman git zaman bizim inançsız Ali Mahmut bir gün Hakk'ın rahmetine kavuşmuş.
Köyün imamı:
-"Ben bu adamın cenaze namazını kılmam" diye diretmiş.
Köy halkı da:
-"Allah'a inanmıyordu biz bu herifi gömmeyiz" diye tutturmuşlar.
Durumu gören köyün yaşlılarından Müzeyyen Hanım, köyün dışındaki tepelerden birinde, tek başına yaşayan, köylülerin  "İşdeli İsmail" diye andıkları köylüye haber vermiş.
    İsmail'in de pek namazla ilgisi yokmuş ama yine de o köye gitmiş cenazeyi almış ve kendi  evinin yakınlarında bir yere gömmüş. O akşam imam Nazmi efendi, müezzin Mustafa efendi ve  tüm cemaat
uykularında aynı rüyayı görmüşler. Ali Mahmut  cennette çok iyi bir yer de keyif yapıyormuş. Sabah herkes birbirine rüyayı anlatmış. İmam, müezzin yanlarına bekçi Şinasi Efendi'yi de alıp sabah karanlığında yola çıkıp öğleye doğru İsmail'in yanına gelmişler. İmam sormuş:
- "Kardeşim sen nasıl bir dua ettin ki bu inançsız Allah katında bu kadar iyi bir yere gitti, kabirinde bu kadar rahat ediyor?" İsmail Efendi:
- "Vallahi ben bir şey yapmadım, rahmetliyi gömdüm. Sonra da yüzümü gökyüzüne çevirip;
- Allah'ım bazen soğuk kış gecelerinde, bazen  sıcak yaz günlerinde insanlar kapımı  çaldı ve biz "Tanrı misafiriyiz" dediler. Ben de senin misafirlerini  en iyi şekilde ağırladım. Misafirleri, güvenip bana gönderdiğin için onlara da neyim varsa yoksa yedirdim. Ben sana ilk defa bir misafir yolluyorum, sen de benim güvenimi boşa çıkarma olur mu?" dedim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder